İTİRAZIN İPTALİ DAVASI NEDİR?
İtirazın iptali davasını anlamak için öncelikle icra takip türleri ve borçlunun itiraz imkânları kavranmalıdır. Zira icra hukukunda takip türü, borçlunun hangi yollarla savunma yapabileceğini doğrudan belirler.
İlamlı icrada borçlu yalnızca icranın geri bırakılmasını isteyebilirken, ilamsız icrada borçluya, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz etme hakkı tanınmıştır (İİK m.62). Bu itiraz; borca, imzaya, yetkiye veya takibin diğer unsurlarına yöneltilebilir.
İİK m.66 gereğince yapılan bu itiraz, icra takibini kendiliğinden durdurur. Takip bu noktada askıya alınır; alacaklının ilerleyebilmesi için itirazın ortadan kaldırılması gerekir. İşte bu aşamada, itirazın iptali davası gündeme gelir.
İcra ve İflas Kanunu’nda Düzenleme
İİK m.67’ye göre:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Bu hüküm, alacaklıya hem bir yıllık hak düşürücü süreyi hem de ispat yükünü açık biçimde yükler.
İtirazın iptali davası, genel hükümler uyarınca yürütülür; dolayısıyla 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK ve 6102 sayılı TTK hükümleri kıyasen uygulanır.
Bu dava, itirazın kaldırılması davasından farklıdır:
-
İtirazın kaldırılması, takibin belirli bir belgeye (örneğin senet, fatura, sözleşme) dayanması hâlinde icra mahkemesinde görülür.
-
İtirazın iptali ise, belge bulunmasa dahi alacağın genel mahkemede ispat edilmesine dayanır.
Amaç, borçlunun itirazıyla duran takibin yeniden devamını sağlamaktır. Mahkeme, alacağın varlığını tespit ettiği anda takip yeniden işler hâle gelir.
İtirazın İptali Davasında Taraflar Kimdir?
Davacı
Bu davada davacı, icra takibinde alacaklı konumundaki kişidir. Alacaklı gerçek veya tüzel kişi olabilir; tüzel kişilerde davayı yetkili temsilciler açar.Ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar adına dava, vasi veya yasal temsilcileri aracılığıyla açılır.
Birden fazla alacaklı varsa ve alacak bölünmez nitelikteyse, zorunlu dava arkadaşlığı söz konusudur (HMK m.59–60).
Kat malikleri kurulu doğrudan dava açamaz; çünkü tüzel kişiliği yoktur. Kat Mülkiyeti Kanunu m.35 ve m.38 uyarınca, yönetici kat malikleri adına dava açmaya yetkilidir.
Bu durumda dava dilekçesi genellikle şu şekilde düzenlenir:
“... Apartmanı Kat Malikleri Adına Yönetici ...”
Bu temsil, HMK m.50’deki yasal temsil kurallarıyla da uyumludur.
Davalı
İtirazın iptali davasında davalı, icra takibine itiraz eden borçludur.
Takip birden fazla borçluya yönelmişse, dava da itiraz eden her birine karşı açılabilir. Örneğin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, hem asıl borçlu hem de ipotek veren taşınmaz maliki taraf olabilir. Ancak ipotek borçlusu yalnızca taşınmazı ile sınırlı sorumlu olduğundan, itiraz etmemişse ona karşı dava açmaya gerek yoktur.
İtirazın İptali Davasında Görevli Mahkeme Nedir?
Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkeme tarafından re’sen gözetilir.
İtirazın iptali davası, niteliği gereği alacak davası olduğundan, genel kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir (HMK m.2).
Ancak alacağın türüne göre görev değişebilir:
-
Kira alacakları → Sulh Hukuk Mahkemesi (HMK m.4/1-a)
-
Ticari alacaklar → Asliye Ticaret Mahkemesi (TTK m.4–5)
-
Tüketici uyuşmazlıkları → Tüketici Mahkemesi (TKHK m.73)
-
Aile hukukundan doğan alacaklar → Aile Mahkemesi
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğu için tarafların anlaşmasıyla değiştirilemez.
İtirazın İptali Davasında Yetkili Mahkeme Nedir?
Yetki, 6100 sayılı HMK’nın genel ve özel kurallarına göre belirlenir. Genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir (HMK m.6).
Bunun yanında:
-
Sözleşmeden doğan alacaklarda, ifa yeri mahkemesi de yetkilidir (HMK m.10).
-
Haksız fiillerde, fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.16).
-
Tüketici işlemlerinde, tüketicinin yerleşim yeri özel yetkilidir (TKHK m.73/5).
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması, otomatik olarak mahkemenin yetkisini belirlemez; zira icra dairesi yetkisi, mahkeme yetkisinden bağımsızdır.
Yetki ve İmza İtirazlarının Etkisi
1. Yalnızca Yetkiye İtiraz Edilmesi
Borçlu yalnızca icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse, icra müdürü takibi durdurur (İİK m.16).
Dosya icra mahkemesine gönderilir, mahkeme yetkiyi öncelikle inceler.
-
Yetki itirazı haklı görülürse, takip iptal edilir.
-
Yetki itirazı haksız görülürse, takip kaldığı yerden devam eder.
Bu durumda borca itiraz edilmediği için itirazın iptali davasına gerek yoktur.
2. Yalnızca İmzaya İtiraz Edilmesi
Borçlu, imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerse, inceleme icra mahkemesinde yapılır (İİK m.68/a).
Bilirkişi incelemesiyle imzanın borçluya ait olmadığı tespit edilirse takip iptal edilir; ait olduğu saptanırsa takip devam eder.
Bu durumda alacaklı itirazın iptali davası değil, itirazın kaldırılması yoluna başvurmalıdır.
3. Borca veya Borcun Miktarına İtiraz Edilmesi
Borçlu borcun varlığına veya miktarına itiraz etmişse, alacaklı itirazın iptali davası açabilir.
Bu dava, icra hukukundan doğan bir dava olmakla birlikte maddi hukuk temelli bir inceleme yapılmasını gerektirir.
Mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirir; borcun mevcut olup olmadığını tespit eder.
Verilen karar maddi anlamda kesin hüküm niteliğindedir; aynı alacak için yeniden dava açılamaz.
İtirazın İptali Davasının Niteliği Nedir?
İtirazın iptali davası, takip hukukunda özel bir rol oynar. Bu dava, hem borcun varlığını belirleyen bir eda davasıdır hem de duran icra takibini canlandıran bir araçtır.Alacaklı, davayı kazanırsa, mahkemenin kararıyla icra takibi kaldığı yerden devam eder ve gerekirse borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir.Davanın reddi hâlinde ise takip tamamen düşer; alacaklı aynı alacak için yeni bir dava açamaz.
Bu nedenle dava, hem alacaklının tahsil hakkını koruyan, hem de borçluyu kötü niyetli takiplere karşı koruyan çift yönlü bir mekanizma niteliğindedir.
Harç ve Vekâlet Ücreti
İtirazın iptali davası, genel hükümlere göre nispi karar ve ilam harcına tabidir. Alacaklının icra takibinde icra dairesine yatırmış olduğu peşin harç, dava açılırken ödenecek harçtan mahsup edilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 29/III).Davanın reddi hâlinde ise, Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca davacıdan yalnızca karar harcı alınır. Önceden yatırılmış nispi harç, maktu karar harcını aşıyorsa, aradaki fark davacıya iade edilir. Ayrıca davanın reddi durumunda, davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmolunur.
Hak Düşürücü Süre
İtirazın iptali davası, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde açılmalıdır (İİK m. 67/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re’sen dikkate alınır. Yargıtay içtihatlarına göre, bir yıllık sürenin başlangıcı, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihtir. Bu sürenin geçirilmesi hâlinde, dava süresinde açılmadığından reddedilecektir.
Davanın Koşulları
İtirazın iptali davasının açılabilmesi için:
-
Geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olması,
-
Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış bulunması,
-
Dava açıldığı tarihte takibin halen geçerli ve derdest olması,
-
Dava sonuçlandığında takibin iptal edilmemiş ve ayakta bulunması gerekir.
İcra İnkar Tazminatı
Kanun koyucu, borçlunun kötü niyetli şekilde ve sırf takibi sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz etmesini önlemek için icra inkâr tazminatı kurumunu düzenlemiştir (İİK m. 67/2).
Buna göre;
-
Takip konusu alacak likit (belirli veya kolayca belirlenebilir) nitelikte ise,
-
Borçlunun itirazı haksız bulunmuşsa,
davalı alacaklının talebi üzerine, borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilir. Bu tazminat, alacağın %20’sinden az olamaz.
İcra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ilamsız icra takibi bulunması zorunludur. İlamlı icra takiplerinde veya dava şartı yokluğunda bu tazminata hükmedilmesi mümkün değildir.
Alacağın Likit Olması
Bir alacağın likit sayılabilmesi için miktarının belirli veya kolayca belirlenebilir olması gerekir.
Yargı uygulamasına göre;
-
Nakdi kredi alacakları,
-
Kredi sözleşmesinden doğan alacaklar,
-
Faturaya dayalı alacaklar,
-
Kredi kartı alacakları
likit niteliktedir.
Alacak likit değilse, borçlunun itirazı haksız bulunsa dahi icra inkâr tazminatına hükmedilemez.
İspat Yükü
İtirazın iptali davasında genel ispat kuralları geçerlidir. Davacı alacaklı, dayandığı vakıaları ispatla yükümlüdür.
Örneğin:
-
Davalı, faturalara mahsuben ödeme yaptığını ileri sürüyorsa, ödemenin yapıldığını ispatla yükümlüdür.
-
Faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması, malın teslim edildiğini tek başına ispatlamaz; teslimin ayrıca başka delillerle de ortaya konulması gerekir.
Yargılama Usulü
İtirazın iptali davaları, genel mahkemelerde görülür. Görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi olup, uyuşmazlığın niteliğine göre Asliye Ticaret Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olabilir.
Sonuç
İtirazın iptali davası, borçlunun itirazı ile duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla açılan, alacağın varlığının genel hükümler çerçevesinde ispatını konu edinen önemli bir hukuk yoludur. Bu dava, hem usulî hem maddî yönleriyle dikkatle yürütülmelidir.
Görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmemesi, sürenin kaçırılması veya taraf sıfatlarının hatalı kurulması hâlinde dava reddedilebilir ve alacaklının takip hakkı düşebilir.Bu nedenle itirazın iptali davası, sadece icra takibini yeniden başlatmak için değil, aynı zamanda alacağın varlığını hukuken kesinleştirmek için de büyük önem taşır.
Av. Şevval Taşkın